
Bir kültürün özelliklerini, o kültürü yaşayan ve yaşatan toplumların hayatına bakarak öğrenebiliriz. Toplumun kullandığı aletler de o medeniyetten izler taşır. Örnekler üzerinden gidecek olursak, Bülent Akyürek’in işaret ettiği gibi; hızlı yaşayan, “anı yaşama”yı temel yaşam sloganı olarak benimseyen Batı toplumu, bu sebebe binaen arabayı icat etmiştir. Asansörün de patenti Batı’ya ait olmalı. Örneğin bizim uçkur bağımız vardır, onların fermuarı.
Bizim oralarda abdesthanelerde su dökmek için kullanılan alete ‘ırbık’ derler. Yöresel bir isim midir bilmem ancak ‘ırbık’ ta medeniyetimize dair esaslı ipuçları mevcuttur. Tamamen su israfını önlemek için tasarlandığını kullananlar bilir. Depo sayılabilecek su haznesi geniş, suyun döküleceği kısım ise oldukça dardır. Su gibi aziz bir medeniyetin evlatlarına da böylesi bir eşyayı kullanmak yakışırdı.
Batı’nın tuvalet kültüründe henüz su dökmek için icat edilmiş bir alet mevcut değil. Sanırım abdest almak nasip olmadığı için ve memleketimizde alaturka diye bilinen tuvaletler mevcut olmadığından dolayı böyle bir alete gereksinim duymamışlar. Onlarda temizlik görevi gören sifonlar vardır. Ve sifonlar su israfına oldukça elverişli aletlerdir.
Erbakan Hoca’nın yüksek öğrenim için gittiği Almanya’dan anlattığı bir olay meşhurdur. Evine gittiği bir Alman yüzünü yıkamak için lavaboya gider. Lavabonun deliğini tıkar, suyla doldurur. İlk önce burnunu temizler ve ardından aynı suyla yüzünü yıkar. Bu misal, Batı ve İslam medeniyeti arasındaki temel farkı ortaya koymaktadır.
İslam medeniyeti ise suyu temizlik için kullanma noktasında çok hassastır. Vücudun necisten arındırılması için boy abdesti, günde beş vakit namaz öncesi abdest, Kuran okumadan önce alınması emredilen abdest ve hatta her zaman abdestli dolaşmanın tavsiye edilmesi bu konuya delalet eder.
İsrafı önleyen ve suyu önceleyen bir medeniyetin çocukları yüzyıllar boyu yeryüzüne adalet ve özgürlük dağıtmışlar. Peki zulmün, israfın, adaletsizliğin kol gezdiği modern dünyada, özlemle aranan bu hassasiyetlerimizi nasıl kaybettik? Cevabı derinlerde, beylik laflarla aramak yerine bir tefekkür edelim: Bu sorunun cevabı evimizdeki tuvaletlerde ırbıkları kaldırıp yerlerini sifonlara bırakmamız olabilir mi?
Merhaba, çok güzel bir konuya değinmişsiniz. Yazdıklarınızın çoğunu biliyor ama uygulayamıyor olsak da özellikle ıbrığa bu açıdan bakmak aklıma hiç gelmemişti. Haznesinin geniş ama ucunun dar oluşunda gerçekten düşünen insanlar için bir ibret olduğu kesin. En son cümleniz de gerçekten manidar. Teşekkürler.
YanıtlaSil