Yaşama gayesi ev, araba ve binlerce put olanlar…
Hedefsiz, gayesiz, ütopyasız bir koyun sürüsünün içinde
değişmeyebilmek…
Düşünmeden yapan, teoriye hiçbir zaman ihtiyaç duymayan ve
hayatlarını pratikle idame ettirenler…
Sezaileri, İsmetleri, Nurileri “hakkıyla” okuyamamanın
verdiği burukluk ve bir o kadar da hayal kırıklığı…
Geride kalanlara ihanet ettiği düşüncesi…
Kavram kargaşasının içinde hapsoluş…
Sonra…
Ve diriliş!
Sabahın erken saatlerinde, şehrin kasvetli havasına ve küf
kokan yalnızlığına karşı bir bombardıman!
Kalem… Kelam…
Ve bir diriliş muştusunu derinden hissediş…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder