Bu Blogda Ara

28 Mayıs 2012 Pazartesi

Davası Olmayan Adam Değildir !

Bir genç veya bir ihtiyar, yaşar. Ölü olmadığı sürece her insan yaşar. Ama nasıl?  Gerçekten yaşamak, her insanın (ya da normal insanların diyelim*) yaşadığı gibi yaşamak mıdır?
Yaşam;  doğarız, büyürüz,  bir takımı tutarız, okula gideriz, okul biter evleniriz, ailemize bakma yükümlülüğünü taşırız, işimiz bizi bunaltır, sonra emekli oluruz, çocukları evlendiririz, en sonunda beklenen an gelir ve ölürüz. İşte normal (ya da olmaması gereken diyelim) bir yaşam. Oysa “Ölüyoruz, demek ki yaşanılacak.” derken eminim böyle bir yaşamı kastetmedi İsmet Özel.
Aslında yukarıda saydıklarımda bir sıkıntı yok, hatta gayet güzel. Ama eksik. Kendi açımdan söylemeliyim ki bunlar fazlasıyla sıkıcı, bunaltıcı. Böyle yaşanılır mı? Dolu dolu, faydalı ve kul bilinciyle yaşamalı insan, zevk almalı yaşadığından.  Öyleyse bir inancı, bir davası ve bir ideolojisi (ya da her neyse) olmalı. Ancak bunlara sarıldığı zaman gerçekten yaşayabilir ve yaşamanın hakkını verebilir.
İnancı ve davası uğrunda sonuna kadar mücadele ederse bir insan, bunun faydasını görür. Bundan mutluluk duyar ve zevkini tadar. Eğer davası da boş bir dava değilse, inancı haksa tadından yenmez.
Peki davası olan bir insan neler yapar? Onlar da bildiğimiz şeyler işte, ama bir dahakinde yazıya dökmekte fayda var. Selametle.

 *Normal insan: Noksan.

Habil Arabacı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder